MEKÂN PROGRAMI

Mekân Programı’nın amacı coğrafyadan yola çıkarak kırsaldan kentsele; ulaşım, yer seçim vb. planlama kriterlerini mercek altına alıp hakkaniyet ve toplum yararı süzgecinden geçirmek, bu kriterleri adil, paylaşımcı ve ekolojik vasıflarla donatmaktır. Mekânı çalışmanın ana hedeflerinden biri olan konut üretiminden, gövdede yer alan kent planlaması, imar uygulamaları ve diğer inşaat yatırımlarına kadarki tüm başlıklarda seyreden mevcut politikaları ve mimari paradigmayı eleştirel toplumcu bir perspektiften sorgulamaktır. Bunlara somut öneri olarak da müşterek alanlar ve barınma alanlarını mevcut imar planında yerinden etmeden, meskûnların katılımıyla yerinden geliştirme; imar dışı alanlarda ise planlama aşamasında baştan itibaren bu kriterlere uygun plan ve projelerle kurumsal öznelere öneriler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu yönlü çalışma ve girişimlere bileşen olarak katkıda bulunacağız. Edineceğimiz yapısal, araçsal ve deneysel birikimleri ortak yarar, kullanım değeri ve adil paylaşımı esas alan diğer topluluk ve kurumlarla paylaşacağız. Kimseye öncülük etmeden, ortak kaygılar taşıyanların katılımıyla beraber öğreneceğiz. Bu mücadelenin araçlarından biri olmayı hedefleyen bir yöntem geliştirmek için Kolektif ve katılımcı bir yolla sürdürülebilir, onurlu, adil ve güvenli mekân üretimi için modeller oluşturmak temel hedeflerimizden biri olacaktır.

 

Mekân Programı’nın ilk çalışması, yaşanan yıkım nedeniyle hala büyük toplumsal sorunlara ve acılara yol açan Diyarbakır’ın Sur ilçesine yönelik analiz raporudur. Proje kapsamında 2015-2016 yıllarında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde önce kentsel dönüşüm politikaları, ardından da abluka sürecinin yarattığı yıkım saha çalışmasına dayalı yerinde yapılan gözlemlerle “Sur’da Yıkımın İki Yüzü: Kentsel Dönüşüm ve Abluka” isimli bir rapor yayınlanmıştır. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşanan büyük yıkımın ardından on binlerce insan yerinden edildi, 1990’larda yaşanan “zorunlu Kürt göçü”nün acıları sarılmadan yeni bir göçe maruz kaldı. Bu süreçte en ağır travmayı yaşayanlar ise yine kadınlar ve çocuklar oldu.